SENDİKAMIZDAN HABERLER

DÖVİZ / MÖVİZ

29 Ağustos 2018, Çarşamba

Ülke olarak, ekonomide sıkıntılı günlerden geçiyoruz. Ekonomide aktif rol oynayan ve finans sektörünün içinde olanların Suriye’deki gelişmeleri, Papaz mı? Desem, Rahip mi? Desem, Yoksa Casus mu? Desem, bilemedim ancak bu ve benzeri olayları bahane ederek, ülkemize karşı “ekonomik terör estirmeye” çalışanları da unutmayacağız.

Gün olur devran döner!

Yeri/zamanı geldiğinde bunların hesabı sorulur ve de bedeli bilahare ilgililere ödettirilir.

Yani,

“Kimsenin yaptığı yanına kar kalmaz.”

“Döviz kurlarındaki artışın hiçbir mantıklı izahı yok”

Ekonomi konusunda ahkâm kesecek kadar uzman değilim.

Ancak bu yaşıma geldim.

Dövizin, gün içi mesai saatleri arasında değil de, gece yarısı artmaya devam ettiğini ilk kez gördü(m)(k).

Dövizin, dengesiz bir şekilde artışı ülkemizdeki ekonomik çarkların dönmesi açısından sıkıntılı bir durum olup bu günler, elbet geçecek.

Millet olarak böylesi sıkıntılı durumlarla geçmiş yıllarda da karşı karşıya geldik.

Ancak milletimizin birlik ve beraberliği sayesinde biraz zaman alsa da elbirliğiyle tüm zorlukları aştık.

Yaşadığımız topraklar/ülkemiz coğrafi konumu itibariyle dünyamızın kıymetli/nadide bir parçası olduğundan, tarih boyunca ne düşmanımız bitti ne de gördüğümüz zorluklar sona erdi.

Çok uzak değil, yakın zamanda;

Topraklarımıza, milletimizin bağımsızlığına, canına, malına hem de devletimizin tankı, tüfeği ile kast eden hainler alçakça bir darbe girişiminde bulundular.

15 Temmuz hain darbe girişimine yakinen tanıklık ettik.

Hatta bazı iller özellikle Ankara ve İstanbul başta olmak üzere daha da yakinen şahitlik etmek durumunda kaldık.

Bu hainliğe karşı;

Hamdolsun ki!

Milletçe kenetlenip, tek yumruk olduk.

“Hain darbeye ve darbecilere dur diyerek tüm dünyaya örnek olduk.”

O yüzdendir ki!

Silahla sindirmeye çalıştıkları aziz milletimizi bugünlerde ekonomik darbeyle yani dövizle sindirmeye çalışıyorlar.

Hiç kimse kusura kalmasın ancak “ölümü görene sıtma vız gelir.”

Bizi Dövizle/Mövizle sindiremezler.

Çanakkale'de çarığını kaynatarak çorbasını içen bir ecdadın torunlarını dolarla korkutabilirler mi?

Elbette korkutmayı beceremezler !

Bu millet, sadece “Allah’tan korkar. Gâvurun dolarından korkmaz.”

Kalmış ki!

Bu millet, tanktan, demir yığınlarından, mermilerden korkmadı.

Bu milleti dolarla korkutamaz, teslim alamaz, boyunduruk altına alamaz, diz çöktüremezler.

Geldiğimiz noktada;

Dövizdeki yükselişin an itibariyle ateşi dinmiş vaziyette, ancak Cumhurbaşkanımızın elinizdeki dövizinizi bozdurun telkiniyle yurt çapında duyarlı vatandaşlarımız döviz büroları önünde uzun kuyruklar oluşturdu ve dövizlerini bozdurdu.

Akabinde, yurdumuzun her yerinden birlik beraberlik mesajları da basına yansıdı.

Cumhurbaşkanımızın bu çağrısı yurt dışında da karşılık buldu.

Pakistan halkından bir Pakistanlı kardeşimizin,

Anadolu Ajans tarafından servis edilen ve sosyal medyada dolaşımda olan bir videosuna şahit olmuş olabilirsiniz.

Bu videoda Pakistanlı kardeşimiz;

Elinde gösterdiği “bin lirayı”

Bu, bin lirayı bugün aldım,

Çünkü Türkiye’nin yanındayım.

Her gün gelip bin lira alacağım.

Desteğimi sürdüreceğim.

Çok yaşa Türkiye çok yaşa Pakistan diyor…

Aklımızın erdiğince ülkemizin geçmiş tarihine bir göz atacak olursak;

Ülkemizin 1980 darbesi ve sonrasında yaşadığı her olumsuzluğa şahit olduk.

Eskiler derler ki!

“Yiğit düştüğü yerden kalkar”

Yani, endişeye gerek yok

Bugüne kadar nerede sendelediysek oradan aslanlar gibi kalkıp yolumuza devam ettik.

Ve yine,

Eskiler derler ki!

“Kurt kışı geçirir ancak yediği ayazı unutmaz”

Elbette ülke olarak bize bu oyunu yapan(lar)ı,

İçte, dışta yanı başımızda dost gibi görünüp sırtımızdan vuranları da unutmayız.

Elhamdülillah bu yaşadıklarımız dostumuzu ve düşmanımızı da net olarak görmemize sebep olmuştur/olmaktadır.

Ancak bir konuya dikkatinizi çekmek isterim;

Türkiye artık eski Türkiye değil!

Geleceğe doğru hızlı bir şekilde emin adımlarla yürüyen bir Türkiye var artık,

Kabul edin veya etmeyin sadece Türkiye değil!

Dünyanın neresine giderseniz gidin, tüm İslam coğrafyasında umut/ümit edilen bir Türkiye var artık,

Emek veren her kim var ise Rabbim razı olsun…

Geleceğe güçl(ü)(e) hareket eden bir Türkiye var artık.

"Türkiye eskiden olduğu gibi ensesine vurularak lokması alınan bir ülke olmaktan çıkmıştır.”

Ayağına çağrılıp ayar verilerek ve eline bir sürü ders notu verilip gidin derslerinizi çalışıp gereğini yerine getirin denilecek bir Türkiye de yok artık…

Türkiye'yi kontrol etmek isteyenler artık bunu bilip/öğrenmiş durumdadırlar.

Türkiye artık kendi ülkesinin ve milletinin çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapmaya başlamıştır.

Halk dilinde söyleyecek olursak bu ve benzeri durumlar sözde müttefiklerimize “kalın gelmiştir.”

Ondandır ki!

Hazım sorunu ile karşı karşıya kaldıklarından dengesiz hareketler ve söylemler içerisine girmiş ve tehditler savurmaya başlamış ve bugün de devam etmektedirler.

Tek kutuplu dünyada, artık tek bir kutba angaje olmayan bir ülke konumundayız.

Türkiye olarak, partnerlerimizi çoğaltıp, iş birliği yaptığımız ülkeleri de arttırmak durumundayız.

Millet olarak çok çalışıp üretimimizi, sanayimizi daha da geliştirip ihracatımızı arttırarak Dünyada ve bölgemizde rol ve iddia sahibi güçlü bir ülke olduğumuzu da ispat etmeye başladık.

Üretimlerimizde yerli ve millilik oranımız artmıştır.

Hamdolsun birkaç örnek verecek olursak silah sanayimizin % 65’ini üretir hale gelmiş durumdayız.

Uçağımızı, otomobilimizi, Lokomotifimizi, üretim ve çalışmalarımız sürmektedir.

Bugün gelinen noktada her şey ortadadır.

Tüm bunlar olur ve yaşanırken;

Türkiye yazılmış tarihi yaşarken artık kendi tarih yazmaya başlamıştır.

Bölgesinde lider konumunda, emir alan değil artık duruş sergileyerek emir veren konumdadır.

Bu güzel gelişmeler sonucunda da,

HEDEF TÜRKİYE'DİR!

Türkiye 2011 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 5,5 büyümüş, yatırımlarını artırarak onlara göre bölgede tehdit unsuru olmuştur.

IMF ile irtibatlı olduğu yıllarda enflasyon rakamlarımız üç haneli iken artık tek haneli rakamlara düşmüştür.

İthalatta düşüş, ihracatta artış olmuştur.