HAKKI OLANLARA HESAP VERİRİZ, HADSİZ OLANLARA HESAP SORARIZ

---

02 Haziran 2012, Cumartesi

Kamu görevlileri sendikacılığında Resmi Gazete’de yayımlanan üye sayılarına ilişkin Tebliğ, konfederasyon ve sendikalar açısından karne hükmündedir. Konfederasyon ve sendikaların karnelerinin yayınlanma tarihi yakındır. İşte o zaman kimin psikolojisinin bozulduğunu hep birlikte göreceğiz.

       

Kendilerinin yaklaşık 5 yıldır artan bir katsayıyla yaşadıkları erimeyi Memur-Sen’e tahvil etmeye çalışan malum ve mahkûm konfederasyon, geçmiş beş yılda olduğu gibi bu yıl da erimeye devam edeceğini anlamış gibi gözüküyor.

 

Bu yıl toplu sözleşme masasına yardımcı oyuncu rolüyle oturmalarını büyük başarı olarak görüyorlar. Böyle devam ederlerse, “baba ben televizyona çıktım” çığlığı atan çocuk misali toplu sözleşme masasına dâhil olmakla yaşadıkları mutluluğu bile arayacaklar. Çünkü bundan sonraki toplu sözleşme süreçlerinde figüran bile olamayacaklar. Gerçi bu yıl da herhangi bir rollerini görmedik. Hem toplu sözleşme masasında hem de Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda uysal bir çocuk edasıyla sadece oturdular.

 

Tekliflerin belirlenmesinden, Kamu İşverenine teklif sunması için baskı yapmaya, uyarı mitinglerinden, iş bırakmaya, yeni teklif yoksa toplantıyı uzatmaya gerek yok tavrından, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu üzerinde oluşturduğu baskıya kadar Memur-Sen toplu sözleşme sürecini gayet iyi yönetmiştir.

 

Süreci yönetemeyenler hatta süreç içerisinde internet siteleri tarafından yönetildiğini itiraf edenler bellidir. Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nda ne söyleyeceğini bilmeyen, acaba Memur-Sen ne diyecek diyerek saatlerce kararsızlık içinde bekleyen bir örgütün toplu sözleşme sürecini yönetemeyeceğini biz biliyorduk. Kamu görevlileri de öğrenmiş oldu.

 

Malum konfederasyon “Memur-Sen kamu görevlilerine hesap vermeli diyor?” doğru söylüyor. Biz, hesap vermeye hazırız. Toplu sözleşmenin kazanımlarını kendi hesabına yazma telaşı taşıyanların iş kamu görevlilerine hesap vermeye gelince Memur-Sen’i adres göstermesi beklediğimiz bir tavırdı. Çünkü kaybetmeye mahkûm, erimesiyle malum bu konfederasyonun içinde bulunduğu duruma göre “deve” veya “kuş olduğunu iddia eden devekuşu misali sürekli kaçak dövüşmesinin töre gereği olduğunu biliyorduk.

       

Biz, kamu görevlilerine toplu sözleşme sürecinde kazandıklarımızın ve kazanamadıklarımızın hesabını vermeyi hem görev hem onur sayıyoruz. Kamuoyunun dikkatini de özellikle bir noktaya çekmek istiyoruz. Kazanımları biz elde ettik havası atmak için telefonlarına sarılan bu mahkum konfederasyonun yöneticileri, iş hesap vermeye gelince telefonlarını Memur-Sen’e yönlendiriyorlar. Biz, karşıdaki sesin millete, kamu görevlilerine ait olduğu bütün telefonlara cevap vermekten, kamu görevlilerine hesap vermekten kaçmayız. Çünkü dün olduğu gibi bugün de kamu görevlilerine hesap vermeyi sendikacılığın onuru olarak görürüz. Dün olduğu gibi bugün de yarın da, kamu görevlilerine hesap vermekten kaçanların hesabını görmeye devam ederiz. Ancak, bugünden sonra hesap vermekten kaçacağı malum, bu yıl da erimeye mahkûm konfederasyonun hezeyanlarına, vehimlerine, iftiralarına ve yalanlarına bıçak kemiğe dayanmadıkça cevap vermeyeceğiz.