ENİNİ BOYUNA UYDURMAK !

---

30 Kasım 2013, Cumartesi

 

 

Akşehir’e gelen bir İranlı, palavra atmasıyla meşhurmuş. Bir gün:
- “Bizim İsfahan’da Şahımızın iki yüz odalı, dört bin metre boyunda sarayları var.” diye söze başlamış ve attıkça atmış…

Dinleyenlerden biri de dayanamayıp karşılık vermek istemiş:
- “Bizim başkentimiz Bursa’da daha da büyük saraylar var. Bir de kaplıca yapıldı ki, boyu tam beş bin metre...”

Tam o sırada başka bir İranlı içeri girip ;
- “Bursa’dan gelirem...” diye söze başlayınca :
- “Eni de elli metre” deyivermiş.
- “Nasıl olur” diye karşı çıkmış İranlı, “eni boyuna uymadı.”

Konuşmaları dinlemekte olan Nasreddin Hoca :
- “Şu adam Bursa’dan gelmiş olmasaydı, bu adam kaplıcanın enini boyuna bir güzel uyduracaktı” demiş.

Buradan çıkartılacak ders; 

 

 

İlkemiz, hep doğrular olsun. “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.” Yalancılık kişinin saygınlığını yok eder!

 

 

Sözlerime böyle bir fıkranın bugünlerde anlamlı olabileceğini düşünerek başlamış oldum. Kıymetli kardeşlerim; Niye böyle bir girizgâh yapıldı diye düşünenleriniz için belirtmek isterim ki!

Kendi hizmet kolumuz ve camiamız içerisinde özellikle 01.Ağustos.2013 tarihinden itibaren bir “moda” başladı. Aslında önceden de vardı ancak ne hikmetse toplu sözleşmenin başladığı günden itibaren daha da belirgin olarak hissedilmeye başlandı.

Nedir bu “moda” derseniz; "Yalancılığı maalesef bir meslek gibi icra eden bazı zat-ı muhteremler, fıkramızda olduğu gibi, görmediğini görmüş, bilmediğini biliyormuş gibi anlatmaya başladı ”

Önce Toplu sözleşme masasını ele aldılar. Memur-Sen 7 günde toplu sözleşmeyi imzalayarak çalışanları masada sattı gibi hadsizliklerinin tavan yaptığı cümleler kurmaya başladılar. Burada toplu sözleşmeyle ilgili uzun uzun yazmayacağım. Bu millet neyin ne olduğunu iyi takip ediyor. Masada olan biten yazılı ve görsel medyada ayrıntılı bir şekilde yer aldı. Kapalı kapılar ardında hiçbir şey dönmeden ve döndürülmeden bir toplu sözleşme sürecinin başladığını, bugünlerde Kamu Personeli Danışma kurullarında mücadelenin devam ettirildiğini herkes görüyor. Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanımız toplu sözleşme bitti diyenlere “Toplu sözleşme bir ay değil, dönemi boyuncadır" diyerek tüm kamuoyuyla da sık sık paylaşmaktadır. Tabii ki bunu da anlamak isteyen anlıyor, istemeyen anlayamıyor, ya da işlerine geldiği gibi davranıyorlar diyelim.

Dedim ya ! Bu yıl yapılan toplu sözleşmeden çok uzun bahsetmeyeceğim. Önceki yazılarımızda ve web sayfamızda, kısacası merak edenler için her yerde mevcuttur. Konfederasyonumuza bağlı sendikalarımızın kıymetli başkanlarının da yaptıkları açıklamalar mevcuttur. Meraklısına tabi!

Yalandan beslenenler,olmayanı olmuş gibi anlatanlar,ortalığa sürekli dedikodu pompalayanlar,son dönemde hem TCDD hem de DHMİ camiasında tekrar harekete geçtiler…Bu defa ağızlarına aldıkları sakız, “İsfahan’daki sarayın kaç metre olduğu” değil, TCDD PROMOSYON GÖRÜŞMELERİ sürecinde bilir-bilmez söyledikleri palavralardan ibaretti…Allah’tan o süreçte başından sonuna kadar Ulaştırma Memur-Sen olarak biz vardık da,yıllarca yaptıkları gibi,yalanlarının  ENİNİ BOYUNA UYDURAMADILAR!.. Bu süreç içerisindeki (birinci ağızdan derler ya hani) bazı bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum;

01 Kasım 2013 tarihinde TCDD tarafından Sendikamıza bir yazı gönderilerek 31 ARALIK 2013 tarihinde Türk Ulaşım Sendikasının imzaladığı TCDD Promosyon ihalesi sözleşmesinin sona ereceğini, yetkili sendika olarak Ulaştırma Memur- Sen’in bu yıl yapılacak olan promosyon sözleşmesi ihale komisyonu içerisinde yer alması muhtemel ismin belirtilmesi istendi.

Süreç böylece başlamış oldu. TCDD Genel Müdür Yrd., Mali İşler Dairesi Başkanı ve Ulaştırma Memur-Sen Genel Başkanı olarak promosyon ihalesini yapacak komisyon kuruldu.

Komisyon kurulduktan sonra üç kez bir araya gelinerek, TCDD Yetkilileri ve hukukçularımızla birlikte sözleşme hazırlandı. 19 Kasım 2013 tarihinden 10 gün önce yani 10 Kasım itibariyle bankalara teklif ve sözleşme örnekleri ile beraber ihaleye davet mektupları bu komisyon tarafından gönderildi. Buraya kadar her şey normal prosedür çerçevesinde gerçekleşmiştir.

İşte tam bu noktada, sözleşme hazırlanıp davet mektupları gönderildikten sonra, tabana şov yapma gereğini duyan ( geçmişte de bunların ne kadar şovmen olduğunu biliyoruz) malum sendikalar şovlarına başladılar. Öncelikle “bu sözleşme bu güne kalmamalıydı” diye önceki sözleşmeyi imzaladığı tarihine bakmayı unutan sendika,  “ihalenin bitmesine 6 ay kala bu sözleşme imzalanabilirdi” diyerek milletin kafasını bulandırmaya çalıştı. Hâlbuki sözleşme 31 Aralık 2013 tarihi itibariyle son bulmaktadır. Amaç, ortam ne kadar karışırsa, “ne kadar yalan-yanlış haber yayılabilirse biz de o kadar varlığımızı hissettirebiliriz” düşüncesi yatmaktaydı.

Ardından bir diğer şov sahne alıyor. Hazırlanmış, bankalara davet gönderilmiş 19 Kasım 2013’te  “buyurun gelin” denilmiş bir ortamda, ihale şartnamesi içinde de yer alan bazı maddeler web sayfalarına taşınıyor ve “ bakın biz de boş durmuyoruz” imajı verilmeye çalışılıyor…

Herkesin tarih bilgisi ve takip bilgisi yerindedir. Hazırlanıp bankalara yollanan şartnamede bu sendikanın teklifi ne kadar geçerlidir varın hesabını sizler yapın.

Ardından da 2400 TL promosyon olmalı demeleriyle neyi amaçladıkları bizce aşikardır. Bizde isteriz bu rakamlar 2.400 değil 5.000-10.000 olsun. Fakat realite unutulmamalı! Sürekli DHMİ ve TCDD Kıyaslaması içine girmiş durumdalar elbette kıyaslayalım ancak bu kıyaslamayı yaparken edep ve usul dairesinde doğruluktan şaşmadan kimseyi kandırmadan yapalım.

DHMİ 2.200 TL almıştır bu doğrudur. Ancak neden kimse DHMİ’nin aldığı 2.200 TL promosyon ücretinin banka tarafından üç yıla bölünerek her yıl Mart ayında 733.34 TL olarak verileceğini yazmıyor. Ortada bir hile var.. Neden bizlere bugün için muhalif olan bir kardeşimiz bu yıl bizimde üyesi olduğumuz komisyon tarafından yapılan ihale sonucu alınan 1.400 TL’nin tek kalemde ödeneceğini ve bunun ihale süresinin bitimine en az 20 gün kala olacağını yazmıyor.

Kıymetli kardeşlerim;

Sizlere sormak isterim her yıl 700 TL alarak 3 yıl boyunca beklemek mi, yoksa bir kalemde 1.400 TL almak mı daha evladır. 3 yıl önce 900 TL’ye imza atanlar kimdi? Bu rakamın aslında 700 TL olduğunu, ihale sürecinin bu rakamda bittiğini, araya hatırlı kişilerin girerek 900 TL ye çıkıldığını ve imzaladıklarını bildikleri halde, bugün bizlere karşı “masada satıldık” gibi ifadelerle saldırmaları ne kadar manidardır…

Ulaştırma Memur-Sen olarak biz, bu süreçte “kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapıldı denmesin” diye TCDD yönetiminden hizmet kolumuzda örgütlü diğer sendikaların da toplantı salonunda olmalarını talep ettik. Yetkili sendika olarak biz komisyonda görev aldık, diğer sendikalar da sadece gözlemci ve seyirci olarak bulundular.

Toplantı başladı 19 kasım 2013 tarihinde saat 14:00 da TCDD genel müdürlüğü toplantı salonunda ihale başladı;

 

11 Bankaya gönderdiğimiz şartname ve ihale komisyonuna davet karşılığında salonda hazır bulunan sendikalar da şahit olmuştur ki ihaleye davet alan 5 Banka salona dahi gelmedi,1 banka ihaleye geç kaldı alınmadı. Geride kaldı 5 banka!

Bu safhada tüm sendikaların huzurunda açılan teklif zarfları içinden de 3 bankanın teşekkür mektubu ve katılamayacaklarını bildirmesi üzerine mevcutta kaldı 2 banka!.. Bunlardan birisi 603 TL teklif vermiş diğeri de 900 TL teklif etmiştir. Zarflardan da çıkan budur. Bu duruma tüm sendikalar şahitliğe devam etmiş olup açık arttırma başlamış 980 TL’ye gelince Bankanın biri 1000 TL önermesiyle diğer banka da kalkıp masadan ayrılmıştır. Lütfen dikkat edin şu ana kadar kapalı kapı arkası yok,olayları tüm STK’lar izliyor…

Bu safhada benim, malum banka yetkililerine “bu rakamı imzalamamızın imkânı bulunmamaktadır” diye başlayan bir dizi kurduğum cümle üzerine banka 75 TL daha arttırmış 1075 TL yapmıştır. Toplantı salonundan promosyon sözleşmesi imzalanmadan sendikamızca tepki verilerek ayrılma olmuş, 19 Kasım’dan bu güne kadar 10 günlük süreçte ilgili bankanın yönetimi ile defalarca görüşülmüş, bu rakamın arttırılması istenmiş ve başarılı bir promosyon ücreti alınmış olup hem de tek kalemde ödenmesi sağlanmıştır. 3 yıl önce alınan 900 TL nin % 60’a yakın olarak arttırılarak 1.400 TL olarak anlaşma yapılması tabanımızda olumlu tepkilerle karşılanmıştır.

 

Diyeceğim odur ki !

Tabiri caizse bizlere itham edilmeye çalışılan kapalı kapılar arkası oyununu kimin daha iyi oynadığını geçmişten günümüze herkes bilmektedir. Onların tabiriyle masada dalavere çevrilmemiş kimse satılmamıştır. (Bu söz bile çirkin olup bizlere yöneltildiği için kullanıyorum. Kullanırken de affınıza sığınıyorum) Sosyal medya sayfalarında ve web sayfalarında verilen ilanlara yazılara bakılırsa bu kardeşlerin amaçları “üzüm yemek değil bağcıyı dövmek” olup başka yerlere verecekleri mesajları da bizim üzerimizden göndermeye çalışmaktadırlar.

 

"Ulaştırma Memur -Sen bir kaledir, sapan taşları da bu kaleye zarar veremez".

Kıymetli Kardeşlerim;

Ülkemiz, son yıllarda ekonomik ve demokratik olarak birçok alanda ilerlemeler kaydetmiştir. Bu ilerlemeler çerçevesinde sivil toplum kuruluşlarının yapıları, anlayışları da bazı değişimlere uğramıştır. En azından, artık hiçbir şeyin kapalı kapılar ardında olamayacağı, herhangi bir üyenin bile her şeyden haberi olacağı bir noktaya, yazılı, görsel ve sosyal medya aracılığıyla gelinmiştir.

 

Bu süreçte ise eski usul sendikacılığın yok olması kaçınılmaz bir son olacaktır. Malum STK ların bu kadar yalan söylemeleri ve bu kadar çamur atmaları yok olma korkularından kaynaklanmaktadır. Hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını bir türlü anlamıyorlar ya da anlamak istemiyorlar ve maalesef avazları çıktığı kadar bağırıyorlar.

 

Biz olmasak, ENİNİ BOYUNA UYDURACAKLAR… Ama yağma yok…
 

Ne demiştik daha en baştan: “Yalana savaş açtık, yalansız bir sayfa açtık!..”

TCDD Promosyon süreci, Ulaştırma Memur-Senin bu tertemiz sayfalara altından harflerle yazılmış yeni bir hizmetidir!..Tüm değerli çalışanlarımıza hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum !

 

                                                                                       Can CANKESEN

                                                                                          Genel Başkan