4. Dönem Toplu Sözleşme Sürecinde Yaşananalar

---

06 Eylül 2017, Çarşamba

 Ulaştırma Hizmet Kolumuzun Saygıdeğer Çalışanları;  Sizleri selamların en güzeli ile selamlıyor saygılar sunuyorum.

 Kıymetli kardeşlerim;

Çok değil, daha birkaç gün önce Kamu işveren heyeti ile yetkili konfederasyon Memur-Sen arasında yaklaşık 24 gün süren 4. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerini gerçekleştirdik ve neticelendirerek imza altına aldık.

Toplu sözleşme görüşmelerinin başladığı 01 Ağustos 2017, Hizmet kolu sözleşmelerinin imzalandığı 24 Ağustos 2017 tarihleri arası ile ilgili sizlere bilgi vermek üzere bu yazıyı kaleme alıyorum.

Süreç öncesi ve sonrası olmak üzere ortalıkta o kadar yalan/yanlış bilginin gezdiği şu günlerde istedim ki! Gerçekleri birinci ağızdan duyup bilesiniz.

1 Ağustos ta başlayan Toplu sözleşme görüşmeleri 24 gün boyunca kıyasıya müzakere/mücadele ile geçmiştir.

Kıyasıya süren müzakere ve mücadele sürecinde çalışanların hakkını almak ve kazanımlarını arttırmak üzere günlerce süren görüşmelerde kapalı kapılar ardında bu Ülkenin 3.200.000 çalışanı ve 1.900.000 emeklisinin zararına dokunacak aykırı tek bir görüşme ve girişim olmamıştır.

4. Dönem Toplu sözleşme sürecinin başından sonuna kadar sorumluluğunu hissettiğimiz çalışanlar ve emeklilerin mali ve sosyal menfaatleri tarafımızca göz önünde tutulmuştur.

Hani, Malcolm X tarafından söylenen o güzel sözde olduğu gibi;

“Kimse sana özgürlüğünü vermez.

Kimse sana eşitliği, adaleti ve başka hiçbir şeyi vermez.

Eğer gerçekten adamsan, bunları gider kendin alırsın!”

Toplu sözleşme bu bağlamda gerçekleştirilmiştir.

Ancak biz bu görüşmeleri gerçekleştirirken müdahil olmaya kanunen yetkisi olmayan ve sadece akıttığımız ter karşısında gerek sosyal medya, gerekse yazılı ve görsel basında sarf ettikleri o iğrenç sözlerle, çalışanı ve emekliyi satmak diye başlayan cümleleri kurduklarında ne kadar çirkinleşebildiklerini ve basit kişiliklerini herkes aleni olarak görmüştür.

Ne yazık ki!

Toplu sözleşme görüşmeleri sürecinde bir gerçek daha aleni olarak tüm çalışanlar ve milletimizce de görülmüştür.

Hatırlarsanız Gezi parkı eylemleri ülkemizde ilk başladığında üç beş gencin masumane bir eylemi olarak lanse edilmeye çalışılsa da altından çok büyük oyunlar çıkmış meselenin sadece üç ağaçtan ibaret olmadığı anlaşıldığında bu terör eyleminin maliyeti ülkemize/milletimize milyarlarca dolar zarar olarak yansımıştır.

Toplu sözleşme süreci başlar başlamaz bazı güçler devreye girerek buradan da bir gezi parkı misali kaotik bir durum ortaya çıkarabilir miyiz? Gayreti içine girmişlerdir.

Sürecin başında, ilk günkü görüşmelerde KESK temsilcisinin masada olmadığını gördük.

Nedenini sorduğumuzda, KESK eş başkanlarının terör suçu nedeniyle KHK ile memuriyetlerinin son bulduğunu öğrendik.

Ve durum böyle olunca masaya, yasa gereğince oturamayacakları gerçeği karşısında süreç boyunca da masada olmadılar. Dışarıdan yazıp çizerek ve de yaptıkları basın açıklamalarıyla yapılan/yapılacak sözleşmeyi uygun bulmadıklarını, çalışanları, haklarını aramak adına meydanlara davet ettiklerini gözlemledik.

Görüşmeler neticelenmeden çalışanları meydanlara davet etmek zihinlerde acaba! Diye bolca soru sordurdu…

Fakat bu durumun millete ve milletin/devletin malına eziyet olacağı geçmiş tecrübelerden de bilindiğinden herkes sağduyulu davrandı ve bu çağrıya kulak asmadılar.

Ardından masanın bir diğer yetkisiz ve göstermelik ortağı sendika görüşmenin ilk gününden son gününe kadar söz ve tavırlarıyla sürekli provakatif eylemler içindeydi.

“Yetki yok! Ancak, laf çok”

“Yetki yok! Ancak sorumluluk ta yok”

Bunların hepsini bir araya getirirseniz bir film repliğinde olduğu gibi

“Tutmayın küçük enişteyi”

Tutmayın ki! Varsın yardırsın ve varsın sözleriyle ortalığı birbirine katsın ve de ona verilen vazifesini yapsın meydanları hareketlendirsin…

Bu sözleşme döneminde açıkça görülen bir detay da masada olan ya da olmayan her iki konfederasyonun da hayali toplu sözleşme görüşmelerinin masada mutabakatla sonuçlanmaması/sözleşmenin imzalanmaması ve akabinde karışıklık çıkması idi.

Buna en güzel örnek;

2018 ve 2019 yıllarını kapsayacak memur/emekli maaş zamlarının hükümetçe teklif edildiği gün hiçbir müzakere / Mücadele yapılmadan millete gidelim meydanlara inelim, üretimden gelen gücümüzü kullanalım diye attığı boş söylemlerdir. Bu esnada sahayı ve Toplu sözleşme masasını tahrik edecek açıklamalarda bulunmaktan da geri durmadılar.

Kurguladıkları bu oyunları Kamu Görevlileri Sendikaları Heyetine başkanlık yapan Memur-Sen bozdu.

Anılan Konfederasyonlarla bu güne kadar ortak bir hareket noktası bulmamız görülmeyen bir durumdur.

En basit örnek verebileceğimiz 16 Nisan Referandum sürecidir.

Bu süreçte ülkemizin ve milletimizin menfaatleri gereği Memur Senin evet dediği ortamda diğer sendikalar hayır diyerek süreci bu şekilde sonlandırmak için ellerinden geleni yaptılar.

14 Ağustos'ta hükümet teklifini açıkladı 2018 ve 2019 yılları için 3+3,3+3 bir teklif sundu.

Memur sen olarak “Bu teklife kapalıyız!” dedik olması gerekeni yaptık ve masadan ayrılarak “Telefonumuz da cebimizde açık” biz konfederasyonda olacağız. Yeni teklifinizi bekliyoruz. Bu teklifiniz müzakere dahi edilemez dedik ve salondan çıktık.

Bu günden sonra kamuoyu oluşturulmaya Memur Sen teşkilatları bakın işçi sendikaları 7,5+5 aldılar size 3+3 veriyorlar diye kışkırtılarak sahada bir karışıklık çıkartılmaya çalışıldı.

Hâlbuki işçilere verilen 7,5+5 rakamının 2017 yılını ilgilendirdiğini ilk 6 aylık enflasyon rakamlarının da buna dâhil olduğunu hiç kimse söylemiyordu.

2017 yılında bizim 3+4 aldığımızı yaklaşık 3 puan da enflasyon farkını kattığımızda yılsonu enflasyonunu da eklediğimizde bu rakamdan geri kalmadığımızı kimse söylemiyor sürekli sahayı ve teşkilatları kışkırtmaya ve bir yerlere hizmet etmeye çalışıyorlardı.

Bu arada Memur-Sen olarak Başbakanla, Cumhurbaşkanı ile ve diğer yetkili Bakan ve siyasilerle görüşmelerimizi sürdürdük.

Yani hiçbir fitne grubunun sözlerine takılmadan müzakere ve mücadeleye devam ettik. Teşkilatlarımızın EVET demediği bu teklife biz de evet demeyeceğiz dedik ve mücadeleye devam ettik.

Toplu sözleşme görüşmelerini hükümet adına yürüten ÇSGB tarafından bir teklif daha geldi Kamu İşveren heyeti sundukları bu teklifin “Son teklifleri” olduğunu da ayrıca açıkladı ve 2018 için 3,5 + 3,5, 2019 yılı için 4+5…

Gelen bu teklifte sadece müzakere edilebilir ancak hadi gelin imzalayalım mukabilinden kabul edilebilir bir teklif değildi.

Ayın 21’i olmuştu ve gece 00.00’a kadar da ya mutabakat ya da mutabakatsızlık metni imza edilmeli yani ya anlaşma ya da hakem heyetine gidilmesi gerekli idi.

ÇSGB tarafımızca gece geç saatte arandı bu teklif son teklifiniz dahi olsa bir iyi niyet adımı daha bekliyoruz aksi takdirde mutabakatsızlık metnini hazırlayın gelip imzalayalım hakem heyetine taşınsın dedik.

Bazı TV kanalları bu arada haber yaparak Memur-Sen ile Hükümet anlaşamadı iş hakem heyetine kaldı diye haber vermeye başladılar.

Bu esnada Kamu işveren heyet başkanı sayın bakan yeniden bir teklif sundu;

“2018 için 4+3.5,  2019 için 4+5”

Belki yarım puan gibi bir artış birçok kişi tarafından çok önemli görülmeyebilir ancak yukarıda belirttiğim gibi bu, iyi niyet göstergesi 4. Dönem Toplu sözleşmesinin uzlaşmayla sonuçlanmasını sağladı.

Böylece yüzdelik zam haricinde 45 madde genelde

213 madde hizmet kollarında toplam 258 maddede anlaşma sağlandı.

Hizmet kolumuza gelince;

4688 sayılı yasa gereğince alınan her hakkın toplu sözleşme masalarında ve ait olduğu dönem sonunda yeniden kazanım olarak devamı için 2. Ve 3. Dönemde aldığımız kazanımların da bu yıl ve diğer yıllarda devam etmesi adına eski kazanımların devamını artırımlı sağladık.

Eski ancak yeniden kazanım sağlanan;

-Koruyucu gıda yardımı,

-Ücretsiz seyahat hakkı,

-Kataner tazminatı (35 TL den 46 TL ye çıkarıldı),

-Marmaray Tüp tünel de bu yıl ilaveten unvan sınırlaması kaldırılarak Marmaray da çalışanların tümü dâhil edilmiş ve çalıştıkları her bir gün için 5.00 TL den 6.00 TL ye çıkarıldı.

-YHT Makinistlerine ilave ücret ( 70 TL den 84 TL ye çıkarıldı.)

-Makinistlere 10 puan ek ödeme alındı

-Belediye TCDD ortaklığı ile yapılan Banliyö hatlarından TCDD personelinin de belediye personeli gibi yararlanma hakkının devamı sağlandı.

-ARFF ve Apron memurlarının temel ücretlerine 60 TL alındı.

-TCDD fazla mesai ücreti üç katı artırımlı uygulanmaya devamı sağlandı.

-TCDD deki kontrolörlerin ücretleri tesisler kontrolörünün temel ücreti esas alınarak uygulanması sağlandı.

-Temel Ücret Gruplarının 5’den 3’e düşmesi sağlandı.

İlgili Kanun gereği eski kazanımlarımızın da tekrar müzakere edilerek sözleşme metnine yazılması gerekmekte, yazılmadığı takdirde alınan hak yürürlükten kalkmaktadır. Bu nedenle geçmiş kazanımların da her yıl tekrar mücadelesi verilmektedir.

 Ayrıca bu yıl önceki yıl kazanımlarımızı ücretsel yönde arttırdığımız gibi yeni kazanımlar da alarak hizmet yolculuğumuza devam ettik.

Nedir bu yeni kazanımlar dersek;

-10 yılı aşkın bir süredir bizden önce sözde yetkili sendikanın karmaşık bir duruma ve çözülmez hale getirdiği Havacılık Tazminatı sorununu çözdük ve imza altına aldık. Bu sorunun bu güne kadar gelmesi ve çözümsüzlük içerisinde olmasının tek sebebi özellikle Türk ulaşım sendikasının geçmişten günümüze beceriksizliğidir. Tabir yerindeyse yüzüne gözüne bulaştırmıştır.

-TCDD çalışanlarına ayda 6 geceyi geçmemek üzere 15 TL X 6 = 90 TL Gece çalışma ek ücreti aldık.

-Vagon Teknisyeni-Revizör, Hareket Memuru ve Tren Teşkil Memur’larının ek ödemelerini 10 puan (100) TL artırdık.

- TCDD, DHMİ'de çalışan Teknik Şef, Tesisler Şefi, Yol bakım onarım Şefi, Sürveyan ve şehir plancısı ünvanlarında çalışan personelede arazi tazminatı ödenmesini sağladık.

-3. Dönem Toplu Sözleşmesindeki TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş. personeline servis hizmeti maddesi Toplu Sözleşme Metnine “Bakanlıkların ilgili, ilişkili ve Bağlı Kuruluşları Merkez Teşkilatı” şeklinde yazılarak güvence altına alındı.

- TCDD Bağlı Ortaklığı olan TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ VE TÜVASAŞ’da çalışan personele işe geliş gidişleri için SERVİS hizmeti sağladık.

-Engelli personelin çocuk yardımını %50 artırdık.

-Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü çalışanlarına Havacılık tazminatından ödeme yapılmasını sağladık.

-UDHB Ulaştırma Bölge Müdürlüğünde tehlikeli madde denetimi yapma sertifikası olan personele ek ödeme 20 puan yani 190,00 TL ücret alınmasını sağladık.(Gerek KPDK gerekse Toplu sözleşme masalarında Ulaştırma Bölge Müdürlüğü çalışanlarının yaptıkları denetimlere göre bu kapsamın genişletilmesi için azami gayret sarf edeceğimizden de kimsenin şüphesi olmasın…)

- Kamu personeline Hac iznin verilmesini sağladık

- Son olarak Temel Ücret Gruplarının 3’e düşmesi sonrası 2018 Ocak ayında yapılacak skala ayarlamasında tüm personel hatırı sayılır bir zam alacaktır.

Kıymetli kardeşlerim;

Yazımızın sonuna geldiğimiz şu satırlarda Merhum Erbakan hocanın da dediği gibi

“Bizim davamızda kimse kendi için yaşamaz. Herkes kardeşi için yaşar.

Menfaati öldürmenin en kolay yolu da budur.”

Ülkemizin/Milletimizin ve Kardeşlerimizin menfaati bu yıl yapılan 4. Dönem Toplu sözleşme sürecinde her şeyin önüne geçmiş ve sözleşmemiz mutabakatla sonuçlanmıştır.

Ülkemize Milletimize ve Çalışanlara Hayırlı olsun.

Hoşça ve dostça kalın,

Allaha emanet olun.

 

Can CANKESEN

Genel Başkan