OYNATALIM

Bazen kendi kendime diyorum ki! Denge mağduru olup ta, Yazarken hakım derken, … diyen insanlara cevap verme diye…! *
Ancak;
Eskilerin bir lafı var ya! Aman ha yanlış anlaşılmasın
Mecazen söylüyorum
“Mahallenin Zibidileri rahat bıraksa”
İşler yoluna girecek ve tıkır tıkır işleyecek te, eskilerin de dediği gibi mahallenin zibidileri rahat durmuyor.
İşler de ara sıra işlemez oluyor.( Zibidi kelimesi yersiz ve zamansız davranışları olan kimse demek )
*
Bunlar, zannediyorlar ki!
Kalem elde ve elimizde ise önümüzdeki kağıda ne yazsak o hemen olacak..
Bilmiyorlar ki!
Ancak kalemle kâğıda yazdıkları ve umdukları ile gerçek hayat birbirinden çok farklı…
*
Eveeet,
Her zaman olduğu gibi konumuz Sivil toplum örgütleri, sendika ve sendikacılık!
*
Vira Bismillah!
Hadi buyurun bakalım…
*
Eline kâğıt kalem alanlara da bizlere de sivil toplum örgütünün içinde olmak Allah’ın nasibi.
Tamam, herkes nasibinde olanın tam da göbeğinde olur.
Ancak
Tam da göbekte olunca Allah nasibin tümünü bunların kucağına verir mi?
O da muamma…!
*
Yine eskiler der ki!
İki tip insan vardır.
Bazıları bilir bulmaz,
Bazıları da bulur bilmez…
*
Bulup bilmeyenlere zamanında çalışanlar 15.000 kişiye yakın üye ile destek verdiler
Sonuç!
Çalışanlar adına hüsran ve sıfıra sıfır, elde var sıfır
İşte bunlardır bulup bilmeyenler…
Rabbim bulup bilmeyi ve bilip bulmayı nasip etsin…
*
Çalışanların temsilcisi olacaksınız, onların vebalini ve vekâletini alacaksınız bu kadar yetkiye rağmen bulduklarınızla bunayacak ona buna çamur atmaktan sendikacılık yapmayacaksınız…
Bu da vebal değil mi?
*
Bu günlerde ortaya çıkan siyaset sendika ilişkisinin tamamen deşifre olduğu, mahkemelere, savcılıklara düştüğü gerçeği ile de tescil olduğu Balgat Cebeci yetki savaşlarının kıyasıya sürdüğü, kendilerinden başka herkese sarı yeşil mavi her neyse iftiralarla seslendikleri (bu söylem bu “cılık” ların bizim değil) sendikalara dil uzatmaya devam ederek gündemde kalmaya çalıştıkları da aşikârdır.
*
Dedik ya!
Sendikacılık yapmaktan çok “cılık” yaptı bunlar…
Utanmadan zeytinyağı gibi üste çıkmak adına da çamura halen devam ediyorlar.
Bilmiyorlar ki!
Konuştukça batıyorlar.
Zamanında, ellerinde ve kucaklarında bulduklarının kıymetini bilselerdi bugün bu durumda olurlar mıydılar..?
*
Bugün, aleyhinde konuştukları siyasi yapının gölgesinde yaylayıp keyif sürdükleri günleri unutup, şu an sözde bağımsızlık mücadelesi verdiklerini herkese göstermeye çalışıyorlar.
Ancak bilmezler ki!
Bunların bağımsızlığını tanıyacak hiç kimse yoktur.
Beyhude bir çaba ile düştükleri bataklıkta oynaştıkça batıyorlar.
Hamdolsun ki!
Sendikal anlamda sonları yaklaştı…
*
Dedik ya!
Ellerine kâğıt kalem aldılar mı yazıyorlar ve ne yazık ki!
Bir şey yaptıklarını da zannederek yazıyorlar…
*
Adam sayfasında yazmış yazısını ve kaleminden kan damlamış “kılıç gibi keskin kalemiyle”
Demiş ki!
İnsan olmak, yüce yaratanın bizlere vermiş olduğu en büyük lütuftur. İnsan olmak için çok sayıda özellik gerekir.
Doğru söz vesselam
Ancak!
Merak ile okuyorum birazdan nereye bağlayacak
Üstat devam ediyor;
Olmak veya Olmamak, ( W. Shakespeare / Hamlet ) demiş!
Etkileşimi çok büyük kardeşimizin
Artık, sınır ötesi beğeni ve etkileşimle sendikacılık yapıyor demek ki..!
İlhamı büyük ve heyecanla yazısına devam ediyor…
Yazıyor ve diyor ki!
Öncelikle Kişilere ve kendine saygılı olmak,
Sevgiyi ön sırada tutarak herkesi kucaklamak,
Bireysel menfaatler için değil, toplumun geneline yararlı olmaya gayret etmek ve çevreye yararlı olmak,
Gerçekleri eğmeden bükmeden doğruları söylemek,
Kul hakkına riayet etmek,
Kişilerin zaaflarından yararlanarak olmayacak şeyler için beklentiye sokmamak,
Yetim hakkı yememek,
Günü birlik çıkarlar için yalan söylememek….
Diye hızla devam ediyor…
Yaşamın ağır şartları ağır mı ağır.
Biz her türlü güç koşullarda yine de insan olmayı unutmayıp, insan olmayı başarmalıyız.
Karşımızdaki kişiler kötülükleri ile övünsün bizler insan olma gayesinden ödün vermemeliyiz.
Bunlar güzel cümleler.
Eveeet, vurucu cümle ve öldürücü hamle şimdi geliyor. Dikkatle okumaya devam ediyoruz inşallah…
Flaş flaş flaş…
Derin açıklamalar yapıyor ilgi ile okuyalım.
*
Acı gerçek;
Ne yazık ki günümüzde bunu düşünen, bunu değerlendiren çok az sayıda siyasetçi, bürokrat, işadamı ve sendikacı kaldığı herkes tarafından bilinmektedir. Zengini, fakiri velhasıl bireyler; yeryüzünde her şey benim olsun anlayışı ile diğerlerinin canı cehenneme düşüncesi içinde hareket etmektedir.
*
(Konu ile ilgili tüm bilgi ve belgeleri yetkili yerlere vermek yerine iftira ve karalama cümlesi kurmuş bize göre yanlış ancak kendisine göre doğru görüyor demek ki !)
Neyse biz yine de devam edelim…
*
Oynatalım…
Toplumun büyük çoğunluğu öyle bir duruma geldi ki ecdat unutulmuş, büyüğün küçüğüne sevgisi, küçüğün büyüğüne karşı saygısı kalmamış,
Diye yazmış
*
Vurucu ve en etkili cümlesi geldi buyurun;
“Böyle bir ortamda hasbel kader gücümüzün yettiğince
Dürüstçe sendikacılık yapma peşindeyiz.”
Demiş…
Hayırlı uğurlu olsun, epey sancı çekse de sonunda yazısal anlamda doğumu gerçekleşti
“bir oğlumuz oldu”…
*
Yazıyı okumaya devam edelim. Bakalım diğer çocuklar ne doğacak;
Ama karşımızda uluslararası Hür Sendikalar Konfederasyonunun da (ITUC) sarı sendika diyerek üyelik başvurusunu kabul etmediği sapsarı bir sendika var…
Eveeettt, yazısal Kusum da başladı…
Biraz kusarsa, kendi tabanına belki hitap edebilir ve bizim boşkanımız ne güzel yazmış derler…
O da bu iltifat ile sendikacı olduğunu zannederek yazım ve kusumlarına devam edecek…
*
Devam edelim…
Oynatalım;
Bildiğiniz gibi sarı sendikalar, çalışanlar lehine değil işveren lehine sendikacılık oynayan bu yapılar üyelerini hüsrana uğratmaktan çekinmez.
*
Demiş/Yazmış
Burada işveren lehine sendikacılık yapan yapı, nasıl üyeleri hüsrana uğratmış açıklama bekliyoruz sayın Boşkan
*
Size soruyorum!
DHMİ Havacılık tazminatı DHMİ çalışanlarının en büyük beklentisi idi biz almaya çalışırken sizin alamasınlar diye dua edip uğraştığınız havacılık tazminatından bahsediyorum.
On yıldan fazla yetkili olduğunuz zaman ve dönemde alamadınız.
Çalışanlar bize yetkiyi verdi
Biz yetkili olduk.
Biz aldık biz!
Şimdi sormaya başlıyorum. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Sözleşmeli Personelin temel ücret grupları 2007 den beri süre gelen ve yetkili iken çözemediğiniz konu değil miydi?
Bu sorunu da biz çözdük biz! Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Yıllık izin devirleri sendikamızca sağlandı. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
TCDD’de mesai saat ücreti Altı TL yi geçti. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
TCDD’de gece zammı aylık 90.00 TL oldu. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
TCDD’de Kataner tazminatı 50.00 TL oldu. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Emekli primleri ve maaşları Memur Sen sayesine arttı. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Fiili hizmet zammı ile uğraşı ve çözüm arayışımız kurulan komisyonla devam ediyor. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Marmaray tüp tünelde çalışanlara ek tazminat aldık. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Makinist, vagon teknisyeni, TTM, Hareket memuru, YHT Makinistlerine ek kazanımlar aldık. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Ulaştırma Bölge Müdürlüklerinde çalışan kardeşlerimizden Tehlikeli madde taşımacılığı denetimi yapanlara ek ödeme aldık.
Bu tazminatın kapsamının genişletilmesi sözünü de biz verdik biz!
Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Toplu sözleşme masasında gündem yaparak kazandığımız UDHB da yaklaşık yirmi yıla yakın bir zamandır açılmayan ve yönetmeliği bile hazırlanmamış yönetmeliğin hazırlanmasına vesile olduk ve görevde yükselme unvan değişikliği sınavı açtırdık. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Koruma ve güvenlik personelinin 45 yaş sınırını gündeme taşıyarak memuriyete geçmeleri konusunun kısmen de olsa yürürlüğe girmesine vesile olduk. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Toplu sözleşme ile kazandığımız TCDD çalışanlarına servis hakkı yürürlüğe girdi. Artık sendikamız sayesinde 160 yıllık kuruma ilk defa servis hizmeti verilmesiyle çalışanlar evinden alınıp işyerine işyerinden evine rahat bir şekilde gelip gidiyorlar. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Toplu sözleşme kazanımımız olan İzban’a çalışanlar ücretsiz biner oldular. İzmirli kardeşlerimiz bize bol bol dua ediyor. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Havalimanlarımızda görev yapan ARFF APRON çalışanlarının temel ücretlerine her iki sözleşmede zam aldık. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Mühendisler ve mimarlar, sivil savunma uzmanları, güvenlik memurları ek ödemeler aldı. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Memur Sen sayesinde 2005 ten sonra işe girenler bir derece aldı,
Eş durumu tayinleri bir yıla düştü,
DHMİ tayin yönetmeliği çıkarıldı. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
TCDD Trafik kontrolörlerinin ücretleri diğer kontrolörlerle eşitlendi.
Yılda iki permi hakkı alındı. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Son günlerin en önemli konularından biri de TCDD Makinistlerinin mesleki yeterlilik sınavı ve eğitimi konusu da tarafımızca çözüme kavuşturuldu. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
6245 sayılı harcırah kanununa göre 10 günden sonraki yatak ücretleri ödenmiyordu artık ödeniyor. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
*
Daha geçen yıla kadar yetki alamadığımız ve yetkili olur olmaz verdiğimiz mücadele ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü çalışanları da artık Havacılık tazminatı alıyor. Bu mudur, hayal kırıklığı bu mudur hüsran…!
Daha sayacak çoook kazanımımız var elhamdülillah…
Rabbim sizlerin varlığını daim etsin!
Sizin bize muhabbetiniz ve desteğinizle biz daha çoook uzun yıllar yetkili sendika olmaya devam edeceğiz.
*
Konumuza devam edecek olursak sözde sendikacı kardeşimiz yazısında daha neler yazmış devam edelim bakalım…
*
Oynatalım;
Baktığımızda sarı sendika olduğu tescillenen yetkili olan sendikamız hiç bir şey yapmadan vaatlerle ve korku salarak gücüne güç katmakta.
Demiş!
Yazdığınız yazının hakkını verin!
Şimdi size soruyorum!
Bir, tescil belgesi sizde ise acilen yayınlayın ki! Herkes görsün,
İki, hiçbir şey yapmadığımızı söylemişsiniz. Bu yapmadıklarımızı acilen belge ile ilan edin herkes görsün,
Üç, vaat ve korku ne demek?
İnsanlara vaat vermek bir tarafa, kime korku salmışız?
Bu konuyu da açıklamak sizin boynunuzun borcudur!
Korkuttuklarımızın isimlerini de buradan deşifre edin ki!
Bu millet bizi yanlış tanımışsa ve doğru tanıtım ne ise onu yapın.
İddianızı ispat edemezseniz altında ezilirsiniz…
*
Sadece iki satır yazı yazacağım diye;
Sayfamızda bir köşede benim de yazı yazdığımı/yazabildiğimi üyeleriniz görsün diye yazıyorsanız ona sözüm yoktur.
Ancak, bu yazdıklarınızı ispatlayın ki boş beleş bir adam olmadığınız ve boş beleş bir yazı yazmadığınız da anlaşılsın…
Ki,
Varsa böyle bir şeyler
Vaat ve korku salarak gücümüze güç kattığımız da sayenizde tescillensin…
*
Oynatalım;
Yine yazmış ve demiş siniz ki!
Riya, yalan, komplo, haksız yere suçlanmalar, aldatılmalar, verilen sözü tutmamalar, beklentilerin hüsranı ve bir sürü olumsuzluklara karşın hala yetkili olmayı başarabilirler ama sendikacılık yapamazlar.
Soruyorum size,
Riyayı, yalanı kime yapmışız,
Haksız yere kimi suçlamışız,
Kimi kimle aldatmışız,
Kime söz vermiş ve tutmamışız…
Hangi beklentinin hüsranını kime yaşatmışız.
Bu yazdıklarımla size bir sürü ders verdim. Dersinizi çalışın ve cevaplayın lütfen..
*
Ve devam edip demişsiniz ki!
“yetkili olur ancak sendikacılık yapamazlar”
Yetkiliyiz ve elhamdülillah sendikacılıkta yapıyoruz!
*
Bilgide yokta, belgede eksikliğimiz var ise ve tabi ki sizin de böyle bir maharetiniz var ise ki!
O da bir sözü getirdi aklıma “kelin merhemi ve kafası” bir belge hazırlasanız da bize ve bu millete takdim etseniz de hep birlikte aydınlansak…
“Laf ola beri gele diye yazı yazılmaz…”
Laf olur beceremezseniz laf ölür ve laf sizin itibarınızı da öldürür…
*
Devam edelim…
Oynatalım;
Can alıcı ve öldürücü darbeye doğru yazı akıcılıkla devam ediyor heyecanla okuyoruz…
“Yüce yaratanın İnsana vermiş olduğu değerler nerede.”
Demişsiniz,
Rabbimizim insanlığa vermiş olduğu değerler bizim başımızın tacı olup gönlümüzün en baş köşesinde ve en kıymetli yerinde duruyor.
Ben de size soruyorum
Sizin ki, nerede ve nerenizde duruyor…?
*
Oynatalım;
Kilometre 90 olması lazım iken hızını alamayan kardeşimiz 250 kilometre hız yapıyor ve yazıya birazda maneviyat katmak çabası ile sözde, okurlarına ve bizlere soruyor;
Kul hakkı nerede,
Helal Haram nerede,
Allah’a kul olmak nerede,
İhlas itikat nerede
Diyor!
Eğer bu sözlerin muhatabı biz olduğumuza inanıyor ve onun için yazıyorsanız bunlara da verecek cevabımız elbette vardır.
Bunları yazı yazarak bize sormayın!
Bazı zamanlar karşı karşıya geldiğimizde sorarsanız bizim aklımızın yettiğini,
“sizin aklınızın yetmeyen bölümlerine de ” anlatırız …
*
Oynatalım;
Ayrıca
Her gün onlarca olay olurken karşısında sessiz kalan ve yine onlarca olayda, mücadele etmeyen bir yapının gelip yapacağız, hallederiz vb. söylemleri ne kadar garip ve düşündürücü.
Demişsiniz!
Hafızanızı zorluyoruz demek ki!
Kaleme aldığınız bu yazınızla bunu da öğrenmiş olduk…
Sayenizde bir tebriki hak ettik teşekkür ederiz.
*
Oynatalım;
Davet edilen bir toplantıya katılacaksınız hazırlık yapmayacaksınız, hiçbir şey söyleyemeyeceksiniz, savunacağımız hiçbir şeyiniz olmayacak siz gücünüze güç katacaksınız ne kadar garip değil mi!?
Demişsiniz…
Cümlenizin sonuna da bir soru işareti ve bir ünlem koymuşsunuz.
Soru işaretine cevabım;
Davet edildiğimiz toplantılarda biz yetkili sendikayız hazırlık yapar gideriz ve gereğini yaparız.
Hiç merak etmeyin iş bizde.
Fakat biz varken ve yetkili sendika iken size bizden artarsa söz düşer onu da unutmayın ve sıranızı bekleyin…
Ünlem işaretine gelince de;
Yazdıklarınıza bakınca bizim gücümüze güç katmamızın imkanı yok bende buna hayret ediyor ve size ! Koyuyorum…(ünlem)
*
Oynatalım;
Biliyoruz bu yazıları okuduklarında kızıyorlar bizlere ama biz yılmayacağız, korkmayacağız kararlılıkla dik durabilenlerle yolumuza devam edeceğiz.
Demişsiniz…
Bir, size kızmıyoruz.
Rahat olun size sadece gülüyoruz!!! J : )
İki, aman ha yılmayın ki!
Karşımızda yılışık rakip istemeyiz biz mücadeleyi severiz!!! L : (
Üç, aman ha korkmayın ki! Size bir şey yapmayacağız!!! J : )
Dört, dik durabilenlerle yolunuza devam edecekseniz, bize üye olun! O zaman beraber yürüyelim.
Çünkü tarif biraz, size göre amacına hizmet etmemiş!!! J : )
*
Oynatalım;
Bahsettiğimiz bu insanlar da bu toplumun bir parçası, yapacak başka bir şeyimiz yok,
Demişsiniz
Lütfen bize acımayın!
Aynaya bakın ve gördüklerinize acıyın..
*
Olayın bu kısmına katılıyorum
Yüce yaratana şükürler ediyoruz ki kula kulluk edenlerden olmadık.
Demişsiniz
İlk defa, oda eğer doğruysa sözünüz, bir ortak yönümüz ortaya çıkmış oldu.
Buna da ayrıca sevindim. J
*
Oynatalım;
Bilmeliyiz ki, biz bir yansımayız.
Kötülüklere karşı iyilik, kirliliğe karşı temizlik, yalana karşı dürüstlük bir cezalandırma biçimidir aslında.
Umutlarımızı bitirmeden doğru bildiklerimizle ilerlemeli ve ışığımızı hiç yitirmemeliyiz. Bilmeliyiz ki, bir gün tüm bu olumsuz olgular biz ve bizim gibi insanların onurlu ve asil duruşu karşısında yok olacaktır.
Biz insanız.
Tüm olumsuzluklara rağmen insanlığımızı unutmadan karanlık ve kötü etkilerden kurtulmayı başarmalıyız.
Demişsiniz
Bu yazdıklarınıza ihtilafım yok!
Elhamdülillah hepimiz insanız ve insaf taşıyoruz
Sizi insanlığınızın yanı sıra
İNSAFA davet ediyorum ve yazılarınızda daha insaflı olmanızı öneriyorum…
Emin olun ki!
“Beyni düşünce safri düşüncenin her zaman bin adım önündedir.”
*
Yazınızın finalini de,
Cemil Murat’ın Âbâd Yahut Zillet şiiri her şeyi özetliyor diye yap(z)mışsınız.
Cemil Murat’ın şiirini de çok beğendim.
Teşekkür ederim.
*
Yazınızın başında da, olmak ya da olmamak derken William Shakespeare kast etmişsiniz…
William Shakespeare’in şiirinin tümünü değil de bazı dizeleri de ben size armağan ediyorum.
Belki şiirsel bütünlük olmayacak ama siz anlarsınız o bütünlüğü de…
*
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Kanunların bu kadar yavaş, yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanların
O kimselerin gidip de dönmediği bilinmez dünya olduğunu
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa çektiklerine razı etmese insanları?
*
Hoşça ve dostça kalın
*
Allaha emanet olun s.a.
Can CANKESEN
Genel Başkan
BÖLÜNEREK DEĞİL, BİRLEŞEREK BÜYÜYECEĞİZ
Çalışkan’dan TCDD AYGM Genel Müdürü Sümbül’e Tebrik Ziyareti
SİHAGUVDER’den Sendikamıza Ziyaret
Güvenlik İş Sendikası’ndan Çalışkan’a Tebrik Ziyareti
Sendikamızdan, Yakup Erol’a Tebrik Ziyareti
Çalışkan’dan TCDD Genel Müdürü Uygun’a Hayırlı Olsun Ziyareti
Genç Memur-Sen’den Çalışkan’a Tebrik Ziyareti
DEMARD’dan Çalışkan’a Hayırlı Olsun Ziyareti
Erzurum Şube Başkanından Çalışkan’a Tebrik Ziyareti
Disiplin Kurulu İlk Toplantısını Yaptı
TCDD Müşavirlerinden Genel Başkan Çalışkan’a Ziyaret
Çankırı İl Temsilciliğinden Genel Başkan Çalışkan’a ziyaret
Eskişehir Şubemizden Tebrik Ziyareti
BÜTÜNLEŞEREK BİRLİKTE VAR OLACAK,
BİRLİKTE KAZANACAĞIZ
Ulaştırma Memur-Sen’inimizin 27 Ocak 2019 tarihinde yapılan 4. Olağanüstü Kongresinde program ve çalışma tarzımıza delegelerimizin teveccühü ile sendikamızın genel yönetim nöbeti bizlere tevdi edilmiştir.