DARBELERE FATİHA

Kıymetli kardeşlerim, ülkemiz ve milletimizin içinden geçtiği şu zor günlerde sizleri selamların en güzeli olan yüce Allah’ın Selamı ile selamlıyorum.
Ne yazık ki!
15 Temmuz 2016 tarihinden bu güne kadar zor/şer günlerden geçtik.
Geçmeye de devam ediyoruz.
İnşallah bu zor ve şer günlerin sonu ülkemiz ve milletimiz için güzel olacak ve inşallah bu şerlerden de Mevla hayır çıkaracak…
15 Temmuz gecesinde, bin yıl geçse de unut(a)mayacağımız, hain ve alçak bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık ve birebir de yaşadık.
Darbenin ilk saatlerinde yetkililer, her türlü iyi niyetlerini takınarak bu olayın, ufak çaplı bir kalkışma olduğunu söyleseler de, gecenin ilerleyen saatlerinde askerlerin köprüleri kapatması, savaş uçaklarının ve helikopterlerinin özellikle Ankara ve İstanbul üzerinde alçak(ça) uçuş yaparak gözdağı vermesi, Genelkurmay karargâhının işgali ve her darbenin klasiği TRT’nin İşgali ve darbe bildirisinin okutulması, TBMM’nin önce kuşatma altında tutulması, sonra bombalanması, yaşanan bu sürecin bir avuç asker tarafından gerçekleştirilen basit bir kalkışma değil, hain ve alçak bir darbe girişimi, bir terör eylemi olduğu ilerleyen saatlerde ayan beyan ortaya çıkmıştır.
15 Temmuz gecesi başlayan ve saatler 00.00 sonrasını yani 16 Temmuzu gösterdiğinde, Cumhurbaşkanımızın bir TV kanalına görüntülü telefon aracılığıyla bağlanarak, bu alçak darbeye karşı milletimizi topyekûn meydanlara ve demokrasiye sahip çıkmaya davet etmesi de darbenin seyrini değiştirmiştir.
Bugün, sakin kafayla düşündüğümüzde;
Cumhurbaşkanımızın o geceki cesaret ve ferasetini de takdir etmemek mümkün değil…
Bu çağrı sonrası milletimizin tüm fertleri gibi biz de meydanlara çıktık.
Bir tarafta darbeci askerler, diğer tarafta emniyet güçleri ve halk vardı.
Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla karşı karşıya geliş ve duruş an itibariyle başlamış oldu.
Bu hain ve alçak darbe girişimi ülkemizin birçok şehrinde belki Ankara ve İstanbul’da ki gibi hissedilmedi.
Ancak o gecenin sosyal medya, yazılı ve görsel basın yoluyla yapılan canlı yayınlarla duyurulmasından sonra milletimiz hissetti ve bu hainlik karşısında gözünü kırpmadan meydanlarda dik bir duruş sergiledi.
Burada ince bir ayrıntıyı da göz ardı etmemek gerek;
Ülkemiz nüfus yapısı olarak genç bir nüfusa sahip.
Yaşı 50 ve üzeri olanlar önceki yıllarda millete gerçekleştirilen darbelere şahitlik ettikleri için darbenin ilk saatlerinde olayın vahametinin farkına vardılar.
1980 de millete yapılan en son darbenin üzerinden de 36 yıl geçmişti.
50 yaş altı nesil bu güne kadar darbe görmemiş ve yaşamamış olduğundan Cumhurbaşkanımızın çağrısına kadar olayın vahametinin farkına varamadılar.
Ancak;
Bu çağrı sonrası da genç / Yaşlı, Kadın / Erkek, çoluk / Çocuk, kim var ise elinde bayrak göğsünde iman ile meydanları doldurdu.
Karşılarına Tank, Top, Tüfek her ne çıkarsa çıksın göğsünü siper etti.
Şehadete erişir miyim, yaralanır mıyım, tutuklanır mıyım, darbe başarılı olursa halim nice olur gibi hiçbir düşünceyi akıllarına getirmediler.
Tek düşüncelerinin,
Cumhurbaşkanımızın çağrısı sonrasında,
Meydanlara sahip çıkmanın Demokrasiye,
Demokrasiye sahip çıkmanın da bu ülkeye ve millete sahip çıkmak olduğunu,
Vatan sevgisinin de İmandan olduğunu bir an bile unutmayarak mücadele ettiler.
Gelecek nesillerimizi düşünecek olursak,
Milletimizin her bir ferdi ayrı ayrı teşekkürü hak etmiştir.
Milletimizle birlikte, aynı anı ve kaderi birlikte yaşadığımız bu süreç tüm dünyaya örnek teşkil etmiştir.
Birey olarak bizlere de çok şey katmış/öğretmiştir.
Alçak Darbe süreci göstermiştir ki!
Bu millet özgürlük ve bağımsızlığından asla ve asla taviz verecek bir millet değildir.
İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy dizelerinde hatırlarsanız ne demiş ti?
Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım.
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım,
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.
Bu dizelerde olduğu gibi o gece hürriyetimize uzanan elleri el birliği ile kırdık.
İçeriden ve dışarıdan bir araya gelen hainlerin milletimizi zincire vurmalarına izin vermedik.
Hakikaten, tabiri caizse millet olarak kükredik ve bir sel olup bendimizi ve kendimizi aştık.
Meydanları doldurarak tank, top, tüfek, her ne varsa sadece bayraklarımızla yere göğe sığmaz vaziyette enginlere sığmadık, taştık ve hainlerin bütün planlarını bozduk…
Bu yaşadıklarımızla da tüm dünyaya örnek teşkil ettik.
Son günlerde verebileceğimiz en güzel örnek
Bir Fransız’ın attığı tweette
Bir daha terör saldırısı olursa
Fransız polisini değil!
Türk Halkını çağıracağım!
Demesi de iyi bir örnek olarak tarihe geçti.
16 Temmuz sabahı milletimizin kahraman evlatları bu hainlere karşı göğsünü siper ederken, ölümden bir an bile korkmadılar, bir gül bahçesine girercesine şehadete koştular, gazilik şerefi ile şereflendiler.
300 e yakın şehidimiz var,
Yüzlerce vatan evladı yaralandı gazi oldu.
Tedavileri süren ve hastanelerde yatan yüzlerce insanımız var hepsine minnet borçluyuz. Hepsinden Rabbim razı olsun…
Gözlerini kırpmadan ve arkasını düşünmeden şehadet şerbetini içerek şehit olan yüzlerce kardeşimize rahmet diliyorum.
Mekânları cennet olsun.
Bin yıl geçse de onlar unutulmayacak!
Ve onları her daim bu aziz millet rahmet, minnet ve şükran ile anacaktır.
Hain ve alçak darbe süreci ve sonrasında 79 milyon insanımızın,
Dili, dini, rengi, ırkı, mezhebi ve meşrebi düşünüldüğünde, ne mutlu ki!
Ortak kaygımızın vatan olduğunu, gerisinin teferruat olduğunu zaten biliyorduk daha da iyi öğrenmiş olduk.
Ve
Çanakkale ruhunu yeniden tesis ettik.
Son bir ayda meydanlarda her fraksiyondan kardeşlerimizle birlikte vatanımız ve milletimiz için demokrasi nöbetlerimizi tutarak yeri geldi bir bardak su ve çaya ortaklık ederken hiçbir şekilde vatan ve millet aşkından başka bir şey de düşünmedik.
Ancak,
Ülkemizin geçmişine baktığımızda 1960, 70, 80 darbeleri, E muhtıra, post modern 28 Şubat, 15 Temmuz vs. adı sayılacak kadar olan bir sürü darbe ile milletimizin karşı karşıya kaldığını ve bundan sonrada kalabileceğini düşünerek bundan sonra yapılması gerekenleri alınması muhtemel tedbirleri de sohbetlerimize konu ettik.
Çünkü!
Hepimiz biliyorduk ki!
Her darbe devlete ve millete zarardır.
Her darbe, onlarca yıl ülkeyi geriye götürür.
Her darbe
Bırakın o anı yaşayanları, sonra ki nesilleri de vurur.
Yani, neresinden bakarsanız bakın darbenin adı da kendisi de zarardan ibarettir.
Ülkemizin yaşadığı önceki darbelerle son yaşadığımız darbeyi de bol bol kıyasladık.
Bunun farklı olduğunu tüm sohbetlerimize de konu ettik.
Ayrıca,
Darbelerin gerçekleştirilmesinde her zaman dış güçlerin olduğu aşikârdır.
Ancak bu sefer dış güçlere içimizdeki hainler de destek vermiştir.
Bu hainlerin adı Paralel İhanet çetesi (kısaltılmışını siz yaparsınız) PDY, paralel örgüt, Fetö terör örgütü, her ne derseniz deyin adres, içten ve dışarıdan Pensilvanyayı göstermektedir.
Adres nereyi gösterirse göstersin bu defa milletimiz konuşmuş ve bu alçaklığa karşı
Milletimizin direnişi galip gelmiş bu hainler başarısız olmuştur.
ALLAH BU DEVLETE VE MİLLETE ZEVAL VERMESİN
Gelecek yıllarda gelecek nesillerimiz bu hıyaneti unutmayacaktır.
Süreç tamamlanmış mıdır?
Mevcuda bakılırsa tamamlanmamıştır.
Bu örgüte mensup olup devlet kademelerine sızıp, gizli çalışma yürütenler acilen temizlenmeli ve gereği de yapılmalıdır.
Bu operasyonlar sırasında sağduyulu olunmalı
Eskilerin tabiri ile de,
Kurunun yanında yaş ta, yanmamalıdır.
Olabildiğince objektif davranılmalı
Bu hain örgütün mensubu olup vatanına ve milletine ihanete bulaşmış her bir ferdinden de hesap sorulmalıdır.
Eğer ki!
15 Temmuz gecesi darbeciler tarafından devreye sokulan ihanet planı başarılı olsaydı ve bu hainler galip gelseydi memleketin ve milletin durumu nice olurdu düşünmek bile istemiyorum.
Allah bu millete yardım etti de bu ihanet planı başarıya ulaşmadı.
Yoksa, her şey planladıkları gibi gerçekleşseydi, 16 Temmuz sabahında Türkiye başka bir sabaha uyanacaktı(k).
Ama onların planı varsa, Allah’ın da bir planı vardı ve galip olan da Allah’ın planı oldu.
İlk hamlede Cumhurbaşkanı vurulmuş olacaktı.
Meclis vurulduğu için çalışamaz hale getirilecekti.
Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanları kaçırılmıştı.
Jandarma ve hava birlikleri, Beştepe, MİT ve Polis merkezleri yanında hükümetin toplanmasına izin vermeyecek, hepsi infaz edilmiş ve tutuklanmış olacaktı.
Öyle anlaşılıyor ki, işin 2. aşamasında, medya ve STK’lar üzerinden halk sokağa çekilecek ve ardından polis teşkilatı devreye girerek ve alanda hâkimiyet sağlandıktan sonra infazlar, tutuklamalar başlayacaktı.
Bunların hepsi boşa çıktı milletimiz galip geldi.
Bu başarı milletimizin başarısıdır…
Her bir ferdimiz
Milletine ve ülkesine sahip çıkmıştır…
16 Temmuz ve sonrası yeni bir gün ve yeni bir dönüm noktasıdır.
Darbe girişimi bastırılmış ve milli irade kazanmış,
Darbelerin ruhuna Fatiha okunmuştur.
Milletimizle ne kadar gurur duysak azdır.
Bu başarıda payı olan başta aziz şehitlerimize ve gazi olan kardeşlerimize minnettarız.
O gece, gözünü kırpmadan ve arkasına bakmadan ben buradayım diyerek meydanlara dökülen kahramanları kutluyorum.
İmkânı olmayıp evinden çıkamayan ve milletin evlatlarına dua edenlerden de Allah razı olsun.
Sözün özü ve sonu olarak ta bu güzelim ülkeye ve bu güzelim millete hıyanet planları ile ihanet edenleri tövbeye ve bu milletten özür dilemeye davet ediyorum…
Hoşça ve Dostça kalın
Allaha emanet olun s.a
Can CANKESEN
Genel Başkan
BÖLÜNEREK DEĞİL, BİRLEŞEREK BÜYÜYECEĞİZ
Çalışkan’dan TCDD AYGM Genel Müdürü Sümbül’e Tebrik Ziyareti
SİHAGUVDER’den Sendikamıza Ziyaret
Güvenlik İş Sendikası’ndan Çalışkan’a Tebrik Ziyareti
Sendikamızdan, Yakup Erol’a Tebrik Ziyareti
Çalışkan’dan TCDD Genel Müdürü Uygun’a Hayırlı Olsun Ziyareti
Genç Memur-Sen’den Çalışkan’a Tebrik Ziyareti
DEMARD’dan Çalışkan’a Hayırlı Olsun Ziyareti
Erzurum Şube Başkanından Çalışkan’a Tebrik Ziyareti
Disiplin Kurulu İlk Toplantısını Yaptı
TCDD Müşavirlerinden Genel Başkan Çalışkan’a Ziyaret
Çankırı İl Temsilciliğinden Genel Başkan Çalışkan’a ziyaret
Eskişehir Şubemizden Tebrik Ziyareti
BÜTÜNLEŞEREK BİRLİKTE VAR OLACAK,
BİRLİKTE KAZANACAĞIZ
Ulaştırma Memur-Sen’inimizin 27 Ocak 2019 tarihinde yapılan 4. Olağanüstü Kongresinde program ve çalışma tarzımıza delegelerimizin teveccühü ile sendikamızın genel yönetim nöbeti bizlere tevdi edilmiştir.